1001 HADİS IŞIĞINDA – 21
“At, deve, manda, öküz, inek, koyun velhasıl insanın emrine verilmiş olan bütün hayvanların yedirilmesi, içirilmesi, bakımları gibi her türlü ihtiyaçlarının giderilmesine riayetle, Allah’tan korkarak, bu hayvanları fazlaca meşakkat ve güçlüğe sokmayınız. Onlara güzel muamele ediniz.”
İlimlerin en büyüğü sevgi ilmidir. Sevgi hayattır, yaşamın kaynağıdır. Sevgi düşünceyle başlar, sözlerle suret bulur, davranışlarla yol alır. Küçücük bir tohumun hayat bulması gibi, bilgiyle beslenir, farkındalıkla beslenir, beslendikçe büyür.
Allah’ı, kainatı ve kainatta var olan her şeyi; dünyayı ve dünyada var olan her şeyi seveceksin. Taşı, toprağı, bitkiyi, suyu, havayı, rüzgarı, hayvanları, insanları, iyisiyle, kötüsüyle, olumlusuyla, olumsuzuyla, koşulsuz ve sınırsız seveceksin. Kainattaki tüm varlıklar Allah’ın, madde aleminde görünen aksidir. Onun için koşulsuz ve sınırsız sevmekle başlar her şey; bakın Mevlana’mız bizler ene güzel sesleniyor: “Sevgiden acılar tatlılaşır, bakırlar altınlaşır sevgiden. Sevgiden tortular saflaşıp, berraklaşır, dertler ilaç olur sevgiden.”
Dünyadaki her şeyin geçici olduğunu, emanetlerin teslim günü geleceğini hep hatırında tut. Kalıcı olan, bağlanacağın tek varlık Allah’tır.
Kainatta canlı veya cansız, hiçbir varlık diğerinden daha üstün değildir. Hepsinin yaratılış sebebi Allah’tır. Cenab-ı Mevlana, bitki, hayvan ve insan alemini tek bir bütün halinde görür. İnsanlar birbirinden yaratılışta farklı olsa da Allah katında din, dil, renk ayrımı gözetmeksizin aynıdırlar. Bu yüzden Cenab-ı Mevlana insanlara, “A yoksul! Hiçbir insanı hor görme!” diye seslenir.
İnsanlıktan maksat kendinin kim olduğunu birlemektir. Kendini bilen Rabbini bilir. Bundan dolayı kudret ve kuvvetin Allah’a mahsus olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Hakikatte bütün kainat Allah’ı zikretmektedir. Bununla ilgili olarak kısa bir örnek vermek istiyorum: Bir gün adamcağızın biri ormandan geçerken bir arslana tesadüf etmiş, çok korkmuş ve, “Aman ya arslan, ben Resulullah’ın kölesiyim” demiş. Arslan bunu duyunca adamcağızın yanından usulca geçip gitmiş. Yani bir hayvan bile bu tevhidin bilincinde. Hazreti İbrahim de kendini ateşe attı ama ateş nura döndü ve onu yakmadı. Peki bunun sebebi nedir? Teslimiyet. Demek ki bizlerin de yapmamız gereken Allah’a tam bir imanla teslim olup, Peygamber Efendimizin huylarına bürünüp, ona göre yaşamaktır.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.