1001 HADİS IŞIĞINDA – 5

“Davet edildiğinizde, daveti geri çevirmeyiniz, gidiniz.”

Cenab-ı Mevlana, davet hakkında şöyle buyurur: “Allah, velileri alemlere rahmet olmak üzere yeryüzüne getirmiştir. Onlar, halkı Allah’ın haremine davet ederler, Hakk’a da, ‘Yarabbi bunları sen kurtar’ diye dua ederler. Bu yüzden halka usanmadan öğüt verirler. Halk, öğütlerini kabul etmedi mi, ‘Yarabbi, sen bunlara acı, sen kapını kapama’ derler. O Allah vekili, Allah halifesidir, ikbal sahibidir. Ne vakte kadar ikbal sahibi olmayanların yanına gidip duracaksın? İkbal sahiplerinin dostluğu kimya gibidir. Onların nazarına benzer kimya nerede? Ahmed’in gözü Ebubekir’e değince o bir tasdik yüzünden Sıddıyk olmuştur.”
Allah erleri daima tevazudadır, yokluktadır. Sözleri bilinçlidir, irşad eder. Tanrı’yı insan dışında tutmaz, daima Tanrı ile birleştirir.
Hazreti Muhammed, muhabbetlerinde Allah’ın güzelliklerini sunarken, fakirle de zenginle de bir arada oturmuştur. Çünkü Allah’ın sınıf ayrımı yoktur. Nitekim Hazreti Mevlana da şöyle buyurur: “Din, dil, ırk ayırdetmeden, kimsenin suçunu gözetmeden, bütün insanlık alemini sevgiyle, saygıyla kucaklamaya geldim.” Mevlevilikte zerre kadar benlik, gurur yoktur. Mürşid de, yolcu da hep Allah’ın ikramı ile yaşar, konuşur, susar. Mevlevilik, Hazreti Mevlana’yı tanıyarak, onun gibi olmaya çalışmaktır. Ayrım gözetmeden insanlık alemine hizmet etmek, Tanrı’dan söz etmektir.
Allah dostları ile birlikte yola çıkıldığı zaman umutlar artar, umutsuzluklar azalır. Mürşid-i kamiller hep şefkattir. Asla kırıcı konuşmazlar, daima yapıcıdırlar. Çünkü amaçları karşılarındakini kemale erdirmektir. Ondaki güzelliği meydana çıkarmaktır. Ondaki “insan”ı meydana çıkarmaktır.
Işık eken, nur bulur; hakikat eken de hakikatin hakikatini bulur. Bugünün toplumunda ortaya çıkan kötülükler, insanların kalblerinin sesine kulak vermemelerinden, hatta o daveti hiç duymamalarından kaynaklanmaktadır.
Hüdavendigar Mevlana’nın şu davetine kulak verelim: “Bir an derviş ol! Dervişlik hırkasına bürün de gönülleri diri olan velileri gör. O zaman üstündeki atlas elbiseleri atarsın da bizimle beraber hırka giyersin. Tohum yere düşünce, toprak da canlanır; biter, boy atar, bir fidan olur. Bu remzi, bu ince sözü anlarsan, sen de bize uyarsın, sen de gururu, benliği bırakır, bizimle beraber yerlere düşer, topraklara karışırsın.”

About Author

Mevlanarumi.org

Administrator of mevlanarumi.org

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.