1001 HADİS IŞIĞINDA – 57
- “Allah’a dua ediniz ve yakinen biliniz ki, O’na yönelmemiş ve O’ndan gafil olan bir kalbin yapacağı dua, Allah katında kabul edilmez.”
- Dua, münacat demektir. Eğer bir kişinin zihni ve kalbi bütün dünya muhabbetlerinden arınmış ise, zihni ve kalbi tamamen Allah’a yönelmiş ise, onun her sözü Hakk’tır. Bu nedenle o kişinin her sözü, her duası suret bulur, gerçekleşir.
Hazreti Muhammed, henüz beş yaşlarındayken, kıtlık vardı. Amcası Abdülmuttalib onu aldı ve beraber yağmur duasına çıktılar. Abdülmuttalib duasını bitirdikten sonra Hazreti Muhammed Efendimize dönerek onun da bir duada bulunmasını istedi. İşte Resulallah, başını göklere kaldırdı ve nazar etti. Hemen bir bulut belirdi ve her yeri kapladı. Öyle bir yağmur yağdı ki, tam yedi sene bereket hasıl oldu. Resulallah’ın bir nazarından suret buldu.
Eğer bir kişi, ikrar verdiği mürşid-i kamilin vasıtasıyla, gönlünü Hazreti Muhammed Efendimize bağlarsa ve temiz bir niyetle dua ederse, o dua mutlaka suret bulur ve güzellikler zuhura gelir.
Fakat bugün Kur’an-ı Kerim’i okuyorlar, hatta bütün Kur’an’ı hıfzetmişler, ama duaları kabul görmüyor. Neden? Çünkü Kur’an’ın sahibini hıfzetmemişler, O’na gönül vermemişler.
Bir insan bir yere ikrar verirse, dünya ile ne kadar işi olursa olsun, sevdiğini gönlünden çıkarmaz, başka varlıkları da gönlüne koymaz ve aklı fikri kolay kolay değişmez. Kişinin gönlünde Hakk yoksa, kafası her saniye dağınıktır.
Hazreti Muhammed Efendimiz, “Bana ikrar veren kişi, ikrarına sadık ise, son nefesini nerede verirse versin şefaatçisi benim” diyor. İkrarına sadık olmayan kişi, gece gündüz dualarda bulunsa, yani Hakk’ı ağızda zikredip, ağızla ibadetini yapıyor ama gönlü başka şeylerle doluysa onun ibadeti boştur.
Cenab-ı Mevlana’ya sormuşlar: “Allah’ı bu kadar zikrediyorsun, meth ediyorsun, ona bir şiir söyler misin?” “Söylerim” demiş, “Yandım ey Güzel, senin ateş-i aşkına. Gayrı güzel sevmeyeceğim ey Tanrım, senin aşkına…”
Ne güzel söylemiş…
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.